Almanya’nın en büyük liman kenti Hamburg’un, 2500 adet köprüsü ile dünyadaki en çok köprüye sahip şehir olduğunu ve Amsterdam ile Venedik’in toplamından daha çok kanala sahip olduğunu biliyor muydunuz?
Hamburg’un yüzde 41’i yeşil alanla kaplı, sanırım bir o kadarı da suyla. Parklar, bahçeler, ormanlar. Daha uçağınız alçalırken göz alabildiğine yeşilin içinde kırmızı çatılar, kıvrım kıvrım akan nehirler, irili ufaklı göller sizi karşılıyor. iki milyonu aşan nüfusuyla Berlin’den sonra Almanya‘nın en kalabalık ve hareketli şehri.
HAMBURG GEZİ REHBERİ
Almanya’nın Berlin’den sonra ikinci büyük şehri olan Hamburg kendi başına ayrı bir eyâleti oluşturuyor. Aynı zamanda Avrupa Birliği’ndeki en büyük 6. metropolü olan Hamburg için Almanya’nın Dünya’ya açılan kapısı da deniliyor. Hamburg aynı zamanda Almanya’nın en büyük limanına da sahip. EN’ler şehri Hamburg, Almanya’nın kuzeyinde, Elbe Nehri kıyızında yer alıyor. Bu gezi yazısında Hamburg’da gezilecek yerlerin başında Fischmarkt (Balık pazarı), Rathaus ve Rathausmarkt (Hamburg Belediye Sarayı), Speicherstadt, HafenCity, Miniatur Wunderland (Minyatür Müzesi), Internationales Maritime Museum (Uluslararası Denizcilik Müzesi), Jungfernstieg ve Alster Gölü yer alıyor.
1 – FISCHMARKT (BALIK PAZARI)
Hamburg blog yazımın ilk maddesi ünlü Fischmarkt yani Balık Pazarı. Elbe Nehri kıyısında haftada sadece 1 gün, pazar sabahları kurulan Balık Pazarı her hafta binlerce kişiyi misafir ediyor. Burada çeşit çeşit balık türleri, sebze meyve ve kıyafet satışı da gerçekleştiriliyor.
Burayı gençler de çok seviyor çünkü Fischmarkt Hamburg’un alternatif gece kulüplerinin etrafında, hatta tam olarak bir çoğunun karşısında kuruluyor. Cumartesi geceleri pazarın etrafında bulunan ve gece 12’de açılan Hafen-Klub”, “Puddle“, “Golem” gibi gece kulüplerini sabahın erken saatlerinde terk eden gençler Fischmarkt’a uğrayıp karınlarını doyurmadan evlerine dönmüyor. Erken saatlerde gençlerle dolup taşan bu pazar sabah saat 8’den sonra ailelerin uğradığı bir pazara dönüşüyor. Fischmarkt’a hem karadan hem de Elbe Nehri kıyısındaki Landungsbrücken’den kalkan 62 no’lu ferry ile ulaşılıyor.
2 – MUSEUMSHAFEN (ANTİKA GEMİ LİMANI) VE BALIKÇI KASABASI ÖVELGÖNNE
Fischmarkt’a Elbe Nehri kıyısındaki Landungsbrücken’den kalkan 62 no’lu ferry ile ulaşıp gezdikten sonra aynı ferry’ye tekrar binip bir sonraki durak olan Museumshafen yani müze limanında inerseniz burada antika gemilerle ve muhteşem görseller sunan, eskiden balıkçı kasabası olan Övelgönne ile buluşabilirsiniz. 62 no’lu ferry’ye tekrar binip başladığınız nokta olan Landungsbrücken’e dönebilirsiniz. Hatta bu hattı hiç inmeden tek bir bilet ücreti ile Elbe Nehri gezintisi yapabilirsiniz.
3 – RATHAUS VE RATHAUSMARKT
1897’de Martin Haller tarafından tasarlanan ve Hamburg’un sembolü olan Rathaus, yani Hamburg Belediye Binası rehberli turlarla, 4 Euro karşılığında yaklaşık 1 saat boyunca gezilebiliyor. Hükümet ve parlamentonun bir araya geldiği bu yapıda ayrıca 112 m uzunluğunda bir de Saat Kulesi bulunuyor. Hamburg’un en işlek, en canlı bölgesi olan bu bölge, alışveriş merkezlerinden, kafe ve restoranlara dek eğlenceli ve sevimli mekanların yanı sıra, Neo-Rönesans mimari sahip yapılarıyla da görsel bir şölen sunuyor.
4 – SPEICHERSTADT ENDÜSTRİ BÖLGESİ, HAFENCITY
Kütükler üzerinde inşa edilmiş evleri ile dünyada türünün en büyük örneği olan Speicherstadt, Hamburg limanında, HafenCity’nin kuzeyinde yer alıyor. 19. yüzyıldan kalma Wilhelmine kiremit kırmızısı gotik binaları, demirden köprüleri ve kanallarıyla bambaşka bir atmosfere sahip, dünyanın en büyük endüstri kompleksi olan bölge 2015 yılında UNESCO Koruma Listesine (World Heritage Site) alınmış. Buradaki depoların bazıları hala kullanımda, bazıları ise çeşitli müzelere çevrilmiş. Speicherstadt’ın ilerisinde ise Avrupa’nın en büyük kentsel dönüşüm projelerinden biri olan ve HafenCity olarak adlandırılan bölge yer alıyor. Burası kullanılmayan sanayi bölgesinin kanallar, doklar ve havuzlara dönüştürülmesiyle oluşturulmuş. HafenCity’de bunların yanı sıra ayrıca yeni apartman blokları, müzeler, oteller ve restoranlar bulunuyor.
5 – MINIATUR WUNDERLAND (MİNYATÜR MÜZESİ)
Gerrit ve Frederik Braun kardeşler tarafından yaptırılan ve bugün dünyanın en büyük demiryolu minyatürü olarak kabul edilen Miniatur Wunderland’ta tamamı el yapımı olan 930 tren, 14 bin 450 vagon, 335 bin ışık, 228 bin ağaç ve 215 bin insan figürü bulunuyor. Buradaki minyatür şehirlerin hepsi tamamen canlı ve hareketli. Akıllı bir ışıklandırma sayesinde her 15 dakikada bir güneş batıyor ve akşam olurken sokakların ışıkları yanmaya başlıyor. 15 dakika sonra da tekrar gün aydınlanıyor. Serginin en çok rağbet gören yerlerinin başında yine 15 dakikada bir patlayan Pompei Yanardağı ile durmadan uçakların kalkıp indiği Hamburg Havaalanı geliyor. Giriş ücreti öğrenciler için 9 Euro, yetişkinler için 11 Euro.
6 – JUNGFERNSTIEG VE ALEX’TE BİRALAMACA
Hamburg’un en popüler meydanlarından olan Jungfernstieg, özellikle hafta sonları gençlerin uğrak noktası oluyor. Trenle kolay bir ulaşım avantajı sunan bölge, Alster Gölü üzerinde gezinti yapan teknelerin kalkış noktası olarak da önemini koruyor. Jungfernstieg’in kalbinde bulunan ALEX isimli kafe çok meşhur. BuradaAlmanya’nın meşhur buğday birası WEISSBIER içmek Hamburg gezisinin olmazsa olmazı.
7 – ALSTER GÖLÜ
Hafta sonu kendini doğanın kollarına bırakmak isteyen Hamburgluların ilk tercihi olan Alster Gölü ve çevresi, şehrin en önemli çekim merkezlerinden biri. Burası yürümek, koşmak ve bisiklete binmek için ideal. Kentin kalbindeki bu göl, yelkenci, kürekçi ve kayıkçılar için de bir cennet. Hamburglular, şehirlerinin zevkini özellikle yaz aylarında bir “Alster suyu”yla çıkarıyor. “Alster suyu” adını gölden alan serinletici ve canlandırıcı bir çeşit limonatalı bira. Göl üzerinde Jungfernstieg durağından başlayan tekne turları da düzenleniyor.
Hamburg CITY Centre Hotel RecommendatIon, 25 Hours, Review
merhabalar, bu bilgilendirici site için çok teşekkürler, siteniz çok güzel olmuş.
Ben üniversiteyi yeni bitirdim, ülke şartları gereği ingilizce bilmem gerekiyor ve ingilizce seviyem kötü.
Dil kursuna gidebilecek finansal durumum yok o yüzden hem çalışıp hem ingilizce öğrenebileceğim bir
şey yapmak istiyorum. Şu zamana kadarki araştırmalarımda çalışma vizesinin ingilizce bilmeden kolay
alınmadığını öğrendim. Bu yüzden aklımdan turistik vize alıp kaça bir şekilde çalışmaktan başka bir şey
gelmiyor. Rica etsem bana bir yol gösterebilir misiniz? Ne yapmalıyım, nereye gitmem mantıklı olur,
bilmediğim bu şartları sağlayan bir ülke var mıdır? Eğer bir alternatifim yok ise kaçak bir şekilde amerika
da çalışmak sizce uygulanabilir bir şey mi?
İllegal bir konuda size tavsiye vermem mümkün değil.
Merhaba, siteniz çok güzel ve bilgilendirici.Hamburga gitmeyi düsünüyorum. Sizce kaç gün kalmalı?
Hamburgla ilgili çok güzel bir yazı olmuş. Hamburg bir liman sehri olduğu icin soğuk havasıni saymazsak Istanbul ve Izmir’e en yakin Alman sehri 🙂
Almanya ile ilgili yazilarinizi ilgiyle takip ediyorum.