44 ülke, 156 şehir gezmiş bir Gezenti Anne olarak hala Amerika kıtasına hala ayak basmamış olmamı herkes gibi ben de esefle kınıyor, Amerika dendiğinde ilk akla New York gezisi için fırsat kolluyordum. Ancak evren Amerika Birleşik Devletleri sınırları içerisindeki ilk gezimin Los Angeles, Las Vegas ve San Francisco üçlemesi olmasını uygun görüyor, biz de misafir umduğunu değil bulduğunu yer diyor, tası tarağı toplayıp eşimle birlikte gezimizin ilk ayağı olan Los Angeles’a doğru uçuşa geçiyoruz.
Los Angeles’ta konaklama seçenekleri arasından, şehrin en güzel köşelerinden Santa Monica’ya ve hava alanına yakınlığı ve şehir merkezine göre uygun fiyatı sebebiyle LAX bölgesi otellerinden Sheraton LAX Get Away’i seçiyoruz. Havaalanından rent a car firmalarının ücretsiz servisleri ile 10 dakikada kiralama bölgesine ulaşıyor, arabamızı kiraladıktan 10 dakika sonra otelimize yerleşiyoruz.
Amerika’da akşam saat 5 suları olduğu halde Türkiye’ye göre 10 saat geride olduğumuzdan vücut saatimiz gece saat 3’e denk gelmesinden mütevvellit çoktan uyku bastırmaya başlamış olsa da, bu çağrıyı görmezden gelip yarım saat sürüş mesafesindeki Santa Monica sahiline ulaşıyoruz.
SANTA MONICA PIER (SANTA MONICA İSKELESİ)
Los Angeles’ta gezilecek yerler listesinin başında olan Santa Monica Pier’in hemen yamacındaki otoparka arabamızı bırakıyor, İngiltere’de çokça gördüğümüz denize doğru uzanmış dev iskele boyunca ilerliyoruz. Eğlence fuarı tadındaki Pacific Park, deniz ürünleri ağırlıklı restoranlar, seyyar satıcılar, etraf cıvıl cıvıl, ışıl ışıl. Karşılaştığımız insanların büyük çoğunluğu Meksika kökenli, neredeyse en beyaz tenli biz gibiyiz, şaşırıyoruz. Rotamızı Santa Monica merkezine çeviriyoruz. Saat farkından dolayı uyku çok zorluyor, bacaklar ilerlemeyi artık reddediyor, son bir güç kendimizi son dönemin popüler mekanlarından The Misfitt Restoran Bar’a atıyoruz. Trip Advisor’da da üst sıralarda bulunan The Misfitt deneyimimiz Los Angeles’taki En İyi Restoranlar,The Misfit yazımda…
MARINA DEL REY
Ertesi sabah kendimizi yine sahillere vuruyoruz. İlk hedefimiz yolumuzun üzerindeki Marina Del Rey. Adından da anlaşılacağı üzere burası Kalamış Marina tadında yelkenlilerin, otel ve restoranlarla buluştuğu bir marina.⛵Yolumuz uzun, burada pek oyalanmıyoruz.
VENICE BEACH
Hemen devamındaki Venice Beach, denize girenleri ile olsun, sörf yapanları ile olsun insana yazlık sahil kasabası ambiyansı yaşatan çok keyifli bir kumsal. Bu kez arabamızı Venice Beach otoparkına parkediyor, kumsal boyunca dolaşıyor, Pasifik ile öpüşüp koklaşıyoruz. 🙂 Venice Beach’in ardına saklanmış Venedik Kanalları’nı keşfediyor, burada her biri birbirinden farklı, yazlık tipi evlerin güzellikleri ile büyüleniyoruz.
MALIBU / PARADISE COVE BEACH
Tekrar yola koyuluyor, yaklaşık yarım saat mesafedeki Malibu’ya ulaşıyoruz. Yine methini çokça duyduğumuz sahildeki Paradise Cove Beach Cafe’yi buluyor, vaktimiz kısıtlı olduğu için kumsaldaki arkadaşlarla deniz keyfi yapamasak da gölgesinde soluklanıp, Amerikan mutfağının olmazsa olmazı pancake eşliğinde tropikal içeceğimizi yudumluyoruz. Daha gezecek çok yerimiz var. Ruhumuzu Paradise Cove Beach’te bırakıyor, bedenimizi Beverly Hills’e doğru sürüklüyoruz. Paradise Cove Beach Cafe’yi deneyimimiz Los Angeles’taki En İyi Restoranlar, Paradise Cove Beach Cafe yazımda…
BEVERLY HILLS / RODEO DRIVE
Muhteşem evler ve villalar muhiti pek meşhur Beverly Hills’te görülmesi gereken yerlerin başındaki Rodeo Drive ve çevresini geziyor, evlerin görselini çok beğeniyor, Allah sahiplerine bağışlasın diyoruz…
Amerika’nın dört bir yanını sarmış olan Cheesecake Factory çılgınlığını deneyimlemek için Beverly Hills şubesini tercih ediyoruz. Cheesecake Factory Beverly Hills deneyimimiz Los Angeles’taki En İyi Restoranlar,The Cheesecake Factory yazımda…
HOLYWOOD / GRIFFITH OBSERVATORY
Yeterli enerji yüklemesini yaptıktan sonra bu kez rotamızı meşhur Holywood tepesine çeviriyoruz. Çok büyük bir şehir olan Los Angeles’ta düzen özel araçlı yaşam üzerine kurulu. Otoyollar 6 şerit gidiş 6 şerit geliş şeklinde. Şehir içi yollarda dahi yürüyen insana rastlamak zor. Turist olarak geldiğinizde de görülmesi gereken yerler birbirine oldukça uzak ve toplu taşıma zayıf olduğu için araba kiralamak şart. Araba kiralayınca olay bitiyor mu? Bitmiyor. Bir noktadan diğerine ulaşmak için her seferinde en az yarım saat araba sürmeniz gerekiyor. Bu nedenle Los Angeles gezisinin büyük bir kısmı yollarda geçiyor. Şehir içinde sürekli karşınıza çıkan kırmızı ışıklar bir süre sonra insanın içini sıkıyor. 🙁
Dağlara doğru tırmanıyor, nihayetinde Holywood yazısına en çok yaklaşabileceğimiz Griffith Observatory’ye ulaşıyoruz. Ben Holywood yazısına daha yakın oluruz sanmıştım. 🙁 ‘Bunca yolu bunun için mi geldik’ hissini ‘Napalım artık elimizdeki malzeme bu’ tesellisi ile örtbas edip hem Holywood yazısını, hem de Los Angeles merkezinin tepeden görünüşünü fotoğraflıyoruz.
Işıklarda dur kalk dur kalk şeklinde sürecek yolculuğumuza tekrar başlıyor Beverly Hills’e geri dönüyoruz. Çünkü burada çok ziyaret etmek istediğim meşhur restoran THE IVY var. Yolda giderken kafamızdan ‘Bu kadar yol gidiyoruz ama umarım buna değer’ tarzı endişeler geçiyor ama buna gerçekten de değiyor. Los Angeles’ta beni en çok etkileyen restoran The Ivy’deki lezzet deneyimimiz Los Angeles’taki En İyi Restoranlar,THE IVY yazımda…
SANTA MONICA’DA GÜN BATIMI
Akşam olmak üzere ve Los Angeles’ta yapılacaklar listemizde Santa Monica’da gün batımını izlemek var. E hadi o zaman ne duruyoruz. Kırmızı ışıklarda dur kalklar başlasın. 🙂 Neyse ki Beverly Hills ve Santa Monica arasındaki yolun büyük kısmı otoyolmuş, derin bir oh çekiyoruz. Santa Monica sahiline vakitlice ulaşmayı başarıyor, Pier üzerinde sanatını icra eden müzisyen arkadaştan yayılan ‘My heart will go on’ eşliğinde güneşi batırıyoruz.
3TH STREET PROMADE
İlk gece jetlag elvermediği için keşfedemediğimiz şehrin numunelik Pedestrian Zone bölgesi 3th Street Promade’e doğru yürüyor, nihayet araç trafiğine kapalı alanda gezmenin haklı gururu ile caddede salınıyoruz. 3th Street Promade sağlı sollu restoranları, mağazaları, her bir köşesinden ayrı bir gösteri yapan sokak çalgıcıları ile bizi çölde vaha bulmuşcasına mutlu ediyor.
WALK OF FAME (ŞÖHRETLER YOLU)
Akşam yemeği için hedefimiz yine pek çok kişiden methini duymuş olduğumuz BOA Steak House. Boa Steak House’daki lezzet deneyimimiz Los Angeles’taki En iyi Restoranlar, BOA Steakhouse yazımda… BOA’da yaşadığımız muhteşem steak deneyiminden sonra son bir gayret yine yarım saat sürüş mesafesindeki Holywood’a gidiyor, Walk of Fame denilen 2500’e yakın yıldızlar sinsilesi içerisinde tanıdık yıldız ismi bulmaca oyununu oynuyoruz. Yerdeki isimlerin dışında başka bir yıldıza filan da rastlamıyoruz.
Gezimizin Los Angeles ayağı burada son bulurken sizleri SAN FRANCISCO yazıma bekliyoruz.