İngiliz ve Türk Eğitim Sistemi Arasındaki 9 Fark

Gün geçtikçe ivmelenen yurt dışına beyin göçünün temel sebeplerinden biri de Türkiye’deki eğitim sistemindeki sorunlar ve çocuklarımızın geleceklerine dair duyduğumuz güvensizlik hissi. İngiltere’deki eğitim sistemi hakkındaki genel bilgileri

İngiltere’de eğitim sistemi konulu yazımda anlatmıştım. Bu yazımda ise çevremdekiler ve kendi çocuklarımın eğitimindeki gözlemlerim doğrultusunda Türkiye’deki ve İngiltere’deki eğitim sistemindeki farkları sizlere aktarmak istiyorum.

1 – TÜRKİYE’DE VE İNGİLTERE’DE ÖZEL OKUL DEVLET OKULU İLİŞKİSİ

Türkiye’de çocuklarımızın iyi bir eğitim alabilmeleri için özel okullara milyonlarca lira akıtmak maalesef acı bir Türkiye gerçeği olmuş durumda. Öyle ki alalade bir özel okula yollamak bile yeterli gelmiyor. Alalade özel okullar genelde ticarethane mantalitesinde. Bu mantaliteden biraz olsun uzak, çocukları akademik anlamda başarıya ulaştıran bir eğitim sağlayabilmek için iyi bir özel okula yollamak dolayısıyla da iki maaştan birini çocuğunuzun okuluna yatırmak gerekiyor.

Peki İngiltere’de özel okul yok mu? Herkes devlet okuluna mı gidiyor?

İngiltere’de de, özellikle başkent Londra’da özel okullar var. Ama çocukların iyi bir eğitim alabilmeleri için mutlaka özel okula gitmeleri gerekmiyor. İngiltere’de 1 (outstanding) ya da 2 (good) olarak puanlandırılmış çocuklarımıza iyi bir eğitim sağlayan pek çok başarılı devlet okulu bulunuyor. Bu okullara girebilmek için okulun yakınında oturmak (catchment area) yeterli oluyor. Ama yine de İngiltere’deki devlet okulları Türkiye’deki özel okullar ayarında eğitim veriyor demek mümkün değil.Sonuçta bu kadar insan İngiltere’de çocuklarını boşuna özel okula yollamıyor. İngiltere’de de özel okullar özellikle orta öğretimde ciddi fark yaratıyor. (Sınıf mevcudunun maksimum 15 civarı olması, öğrenci başına düşen öğretmen sayısının yüksek olması, öğrencilerle birebir ilgilenilmesi ve ek yabancı dil öğretilmesi vb. farklar)


2 – İNGİLTERE’DE İLKOKULLARDA EĞİTİMİN EĞLENDİREREK VERİLMESİ

İngiliz ve Türk eğitim sistemi aradındaki temel faek şu; Türkiye’de ilkokuldan başlayan ezberci ve rekabete dayalı eğitim İngiltere’de yok. Çocuklar İngiltere’de ilköğretimde oyunlarla, eğlenerek öğreniyorlar. Bu nedenle çocukların büyük bir çoğunluğu okula koşarak gidiyolar. Kendi çocuklarımın bank holiday dedikleri ekstra bir günlük tatil olduğunda okula gidemedikleri için üzüldükleri günleri bilirim.

Gezenti Anne’yi INSTAGRAM’DA takip etmek için tıklayın.

 

3 – İNGİLTERE’DE ÇOCUKLARIN ÖĞRENME DÜZEYİNİN TAKİBİ

Bu noktada İngiltere’de ilkokuldaki eğitim sistemine bir eleştiri getirmek istiyorum. Çocuklar eğlenerek öğreniyor, severek okula gidiyor, bu çok güzel ama çocukların neyi ne kadar öğrendiği, eksiklerinin ne olduğu takip edilmiyor. Karne yok, ödev az, bu noktada anne babaya çok iş düşüyor.

Kendi çocuklarımdan örnek vermek gerekirse, biz Türkiye’den İngiltere’ye onlar 7 yaşındayken göç ettik. Outstanding bir okulun yakınına taşınıp, ikizlerin her biri farklı sınıflarda olmak üzere 3. sınıfa (year 3) kaydettirdik. İlk yıllarda bizim için tek önemli olan konu adaptasyonları ve okula mutlu gidip gelmeleriydi. Sadece ödevlerini yapıp yapmadıklarını kontrol ettik. Bu anlamda herşey yolunda gibiydi. Ta ki 6. sınıfta (year 6) Grammer School (Bizdeki anadolu liseleri ya da fen liseleri ayarında daha iddialı eğitim veren okullar) ve SATS sınavlarına (İlkokulun son sınıfında yapılan ve ortaokulda hangi seviyedeki sınıfa gireceğini belirleyen sınav) hazırlanana kadar. O döneme geldiğimizde hem ingilizce hem matematik anlamında ne kadar çok eksiklikleri olduğunu farkettik. Ve beklediğimiz üzere her iki sınavda da pek başarılı olamadılar. Şu an 11 yaşındalar. Yine outstanding bir high schoolda year 7’da eğitim görüyorlar ve biz düzenli olarak evde ekstra çalışmalar yapıyoruz. Demem o ki İngiltere’de outstanding bir devlet okuluna vermekle iş bitmiyor, çocukların neyi ne kadar öğrendiğinin her daim takibi gerekiyor.

4 – TÜRKİYE’DEN FARKLI BİR EĞİTİM VE ÖĞRETİM STİLİ

Türkiye ve İngiltere’deki eğitim sistemi arasındaki diğer bir fark, İngiltere’de çocuklara sunum ve ifade yeteneği kazandırması. Evet İngiltere’de lisedeki çocuk belki türev integral bilmiyor ama Türkiye’de ezbere dayalı eğitim gören çocuklar ezber dışı durumlarda bocalarken, İngiltere’de ilkokuldaki bir çocuk bile basit bir konuda muhteşem bir sunum yapabiliyor.

Ayrıca İngiltere’de ilkokuldan itibaren duyu organlarının tamamını kullanarak algılayabilecekleri bir eğitim içindeler. Örneğin konu çikolata ise önce çikolatayla ilgili bir masal okuyorlar, birkaç hafta sonra çikolata fabrikasını ziyaret ediyorlar, ertesi hafta sınıfta kendi çikolatalarını kendileri yapıp yiyorlar. Bu çocuk çikolatayı unutur mu hiç? Bu mantığı herhangi bir konuya uygulamak mümkün.

5 – HER ÇOCUK HER BRANŞTA BAŞARILI OLMAK ZORUNDA DEĞİL

İngiltere’deki eğitim sisteminin diğer bir farkıda burada amaç çocukların tek tornadan çıkmış gibi tüm alanlarda çok yüksek puan yapıp sonradan istediği alanı seçmesi değil. Başta ortak gördükleri dersler, sınıf ilerledikçe ilgi alanlarına göre ayrışmaya çalışıyor ve çocuğun ilgi alanını keşfetmesi için kariyer koçları yardımcı oluyor. Ama ileride üniversitede okuyacakları alanların belli dersleri almış olma şartı var. O dersleri almamışsa çocuk o alanı seçemiyor. Yani hayatlarının diğer alanlarında olduğu gibi gayet planlılar.

6 – ÜCRETSİZ (YA DA AZ ÜCRETLİ:)) SPORTİF VE SANATSAL AKTİVİTELER

İngiliz eğitim sisteminin Türkiye’deki göre üstün olan diğer bir yönü de sportif ve sanatsal aktivitelere önem veriliyor oluşu. Çocuklar çok büyük oranda yüzme, futbol, netbol, rugby, badminton, jimnastik, dans, drama gibi kurslarına katılıyor, piyano, gitar gibi enstrümanlara yönlendiriliyorlar. Okul bünyesinde dahi dönem dönem yüzme kursları düzenleniyor. Koşu kulüpleri de oldukça yaygın. Çocuklar spora oldukça yatkın olarak yetişiyorlar. Bizim çocukluğumuzdaki izcilik, yavru kurt gibi oluşumlar burada da var. Bahar ve yaz döneminde gezi ve kamp gibi aktivitelerin de oluşu bu organizasyonları oldukça cazip hale getiriyor.

Bu kulüpler arasında benim en çok bayıldıklarım ise after school yani okul sonrası kulüpleri. Okul bünyesinde gerçekleşen voleybol, hentbol, basketbol, netbal, rugby gibi kulüpler hem ücretsiz oldukları için, hem çocuğu okuldan alıp başka yere götürme derdini ortadan kaldırdıkları için, hem de iş çıkış saatlerini çocukların okuldan çıkış saatine göre ayarlayan anne babalara 1 saat daha kazandırdığı için büyük bir alkışı hak ediyor. Türkiye’de bu tarz etkinlikler için harcanan parayı ve zamanı düşündüğümde insan “İyi ki” demekten kendini alamıyor.


7 – TÜRKİYE VE INGİLTERE ARASINDAKİ OKUL MASRAFLARI KIYASLAMASI

Devlet okulları ve özel okullar ilişkisi hakkındaki detayları ilk maddede bahsetmiştim. Türkiye’de mecburen çocuklarını özel okula yollayan pek çok beyaz yakalı aile Ingiltere’ye göç ettikten sonra çocuklarını burada devlet okullarına yolluyor. (Bizim için de aynı şekilde oldu.) Bu anlamda özel okul masrafı tamamen bitiyor. Burada devlet okulları Türkiye’dekilerin aldığı gibi katkı payı bile almıyor. Okul kitapları ve defterleri dahi okul tarafından karşılanıyor. Okul formaları Türkiye’deki Carrefour ve Migros tarzı Tesco, Asda, Sainsbury tarzı büyük marketlerde oldukça uygun bir fiyata satılıyor. 3. sınıfa kadar okulda verilen öğle yemeği ücretini bile devlet karşılıyor.


8 – İNGİLTERE VE TÜRK EĞİTİM SİSTEMLERİNİN ORTAOKUL, LİSE ÇAĞINDAKİ AKADEMİK BAŞARILARI

Gelelim zurnanın zırt dediği yere. Ortaokul, lise çağında Türkiye’den gelen ve İngiltere’deki devlet okullarında eğitimlerine devam eden Türk çocuklarının ve ailelerinin deneyimlerimden gözlemlediğim kadarıyla Türkiye’de iddialı özel okullardan gelen çocuklar buradaki derslere adaptasyon konusunda pek zorlanmıyor. Hatta kimilerine buradaki dersler hafif bile gelebiliyor. Buradan Türkiye’deki müfredatın daha ağır olduğunu sonucunu çıkarmak mümkün.

Aslında bu biraz da şundan kaynaklanıyor; Türkiye’de okuyan çocukların yırtmak için iyi bir mevkiye gelmeleri, iyi bir mevkiye gelebilmek için de ya torpillerinin olmaları ya da pek çok kişi arasından sıyrılarak iyi bir üniversite kazanıp iyi bir meslek edinmeleri gerekiyor. İngiliz çocuklarda ise bu hırsın yarısı bile yok. Hatta lise öğretmenleri bu çocukları üniversite okumaları için ikna etmekte zorlanıyor.

İngiltere’de Herkes Üniversite okumak zorunda değil...

Çünkü İngiltere’de iyi bir yaşam sürebilmek için illa ki çocukların illa ki üniversite bitirip zekalarını kullanacakları bir meslek sahibi olmaları gerekmiyor. İş gücü de oldukça değerli ve bu meslekler de gayet iyi para kazandırdığı için her çocuk üniversite okumak zorunda hissetmiyor.

İngiltere’de bir musluk tamircisi de evini çok rahatlıkla geçindirip üzerine İspanya’da yaz tatiline de gidebiliyor. Bu nedenle bu tarz mesleklere Türkiye’de olduğu gibi burun kıvırılmıyor.

Bu da lise çağındaki çocuklar üzerindeki baskıyı azaltıyor. Year 11’da girilen (15 yaş) GCSE sınavından sonra kimi 2 yıl boyunca üniversiteye hazırlanmayı, kimi ise bu 2 yıl süresince bizdeki endüstri meslek liseleri misali spesifik bir işgücü konusunda eğitim almayı tercih edip 17 yaşında meslek hayatına atılıyor.

Peki tam tersini düşünelim. İngiltere’de eğitim almış bir çocuğu lise çağında Türkiye’ye döndürelim. Bu çocuk Türkiye’de başarılı olur mu?

Çok zor. İngiliz eğitim sistemiyle yetişmiş bir çocuğun Türkiye’de her anlamda sudan çıkmış balığa döneceği aşikar.

Yani bir süre İngiltere’de yaşasak, İngiliz vatandaşlığı bileziğini çocukların koluna taksak, sonra da vatanımızın keyfine baksak olmaz mı?


Öncellikle; İngiltere’de üniversite eğitimi ücretli. Çocuklarınız İngiliz vatandaşlığına sahip dahi olsalar, üniversite eğitimi öncesindeki son 3 yıl İngiltere’de yaşamamış ise İngiliz vatandaşlarına uygulanan ücretlerden (Yabancı öğrencilerden alınan ücretin üçte biri) ve bu ücreti ödememek için alınan burslardan faydalanamıyor.

Bu anlamda “Çocuğum küçükken Ankara Anlaşması ya da Tier 2 gibi vize türlerinden biri ile İngiltere’ye kapağı atalım, 5 senede süresiz oturum iznini, 6 senede de vatandaşlığı alıp altın bileziği çocuğumuzun koluna takalım, sonra da vatanımıza dönüp havamıza bakalım” diye düşünenlere ” O biraz zor!” diyorum.

Ayrıca kendi kültüründen bambaşka bir kültüre göç etmek öyle yurt dışında İngilizce kursuna gitmek gibi basit bir olay değil. Başlangıçta anlamsız gelen herşey hem sizin hem de çocuklarınız için anlam buluyor. Kaç yüzyıllık bir medeniyetten bahsediyoruz, İngiltere’de yaşamak özlemlere rağmen o kadar konforlu ve mantıklı bir hal alıyor ki, artık geri dönüş pek de mümkün olmuyor.

 

Gezenti Anne’yi INSTAGRAM’DA takip etmek için tıklayın.

 

7 Comments

  • Yaprak dedi ki:

    Eline sağlık, çok açıklayıcı bir yazı olmuş.

    Ben de demiştim gitmek mi zor kalmak mı diye. Gidip tamamen mutlu olanı, “bir gün memlekete döneceğim” diye hayal kurmayanını görmedim. Ancak bahsettiğin eğitim sistemi farklılıkları ve ne yazık ki memlekette artık keyif alacak çok şeyin kalmamış olması, beyin göçünü artırmaya devam ediyor ve edecek.

  • Yesim Khan dedi ki:

    Guzel ozetlemissin Ozlem. Kalemine saglik. Benim oglumda Year 8 de ve ayni dertten muzdaripiz. Her okul/ ogretmen gorusmemizde ogretmenlerinden istedigim seyi alamiyorum. Veli olarak beklentim, mesela bu hafta ne isledilerse derste onu velilere bildirip o konularla ilgili tekrar odevleri verilmesi. Bu kadar basit birseyi neden yapmiyorlar hala aklim almiyor. Turkiyede ezbere dayali olabilir ama burda da cok laylaylom gidiyor. Sonra bir anda gramer okulu sinavi, sat snavlari, gcse vs cikiyor onlerine. Dedigin gibi veliye cok is dusuyor. Biz 7 sene Ingilterede haftasonu Turk okulu calistirdik annemle( annem Turkiyede 34 yil ogretmenlik yaptiktan sonra emekli olup Ingiltereye gelmisti) . Cocuklardaki lakayit tavirlar okulda da gozlemledigimiz bir haldi. Hatta bazi Turk aileleri de Ingiltere rehavetine girmisti. 7 yilin 4 yilini Wilshire bolgesinde gecirdik. Ordaki velilerimizde bizim gibi ayni dertten muzdaripti ve cocuklarini bu yuzden siki sikiya elimize teslim edip disiplinli bir sekilde, bir hafta bile kacirmadan okula getirdiler. Su an o ogrencilerin hepsi universiteye girdi. Cok basarililar. Ancak burda ozellikle eski yillarda hemen okumadan bir sirkete girip yukselmek cok munkun oldugu icin Ingilizlerde okuma aliskanligi oturmamis. Benim calistigim Ingiliz ve Amerikan firmalarindaki mudurlerim uni falan okumamislardi. Turkiyedeki ezberci sistem/ ozel okul paradoksu vs iyi degil elbette ama Ingilterede ki egitimin eksiklerini gozardi edemem.Bedava veya ucuz faaliyet kismi guzel ancak ders calisma/ tekrar kismi sinifta kaliyor bana gore.

  • Melda Karatas dedi ki:

    Çok güzel özetlemişsiniz.
    Bende 15 yıldır burdayım buyuk oglum 2 yaşında Devlet kreşine basladı . burada okul oncesı eğitim tek kelimeyle muhteşem . Ben ingilizce kursuna gittiğim içinde bana tam gün ucretsiz zaman vermişlerdi ( sanırım suan kurallar değişmiş)
    ilk okulada devlette devam etti. 3. sınıfta özel okula geçti , 7.sınıfta tekrar devlet okuluna gecti kendi isteğiyle .

    Özel okul yada devlet okulu aslında fark etmiyor çocuğa hep takviye ders vermek gerekiyor . özel okula gönderince iş bitmiyor .

    Bu arada 6. sınıftan sonra iyi bir devlet okuluna göndermek için sadece okula yakın olmasına gerek yok bazı iyi okullar kura sistemi ile yada mülakatla alıyor .

    Benim kendi düşüncem , iyi bir devlet okulu özel okullardan cok daha iyi .

  • Gulistan dedi ki:

    Ben de bir ek yapayim, kizim Y7 da,outstanding all girls school’da. Bana gore cok buyuk bir okul. 1400 ogrenci var, London- wimbledon, ama diger devlet okullarina nazaran orta capli bir buyuklukte. Siniflar 30 kisi. Ozel okullarda 25-28 kisi arasi bu sayi. Biz gecen sene grammar okullarini denedik. Bir tane de private girls school. Bizde de zuna burada zirt dedi tabiri caiz ise😊… Grammar okullari, bizim Anadolu liselerine degil aslinda Fen lisesine denk geliyor gibi. Tiffin, Non such gibi okullar. Iste bu Anadolu Lisesi yanilgisindan ben sinava soktum kizimi. Evde haftada bir kac kere test cozerek. Tabii ki olmadi. Olduranlara baktigimizda, Turkiye’den pek farki yok. Year 3 ya da Year 4 da cocuklarin hafta sonu diye bir sey kalmiyor. Hafta sonlari cocuklar Grammar ya da prestijli okul garantisi veren kurslara tasiniyorlar. Bunu ustune eve ozel hoca geliyor haftada en az bir kere. Cunku sinav sorulari okul mufredatininda ustunde. Y7- Y8 mufredatindan soruluyor. Bunun da en buyuk nedeni basvuru ve rekabet cok fazla. Creme de la Creme’i secmek istiyor bu okullar. Boylece kendi basarilariningarantiliyorlar. Burada veli’ye cok is dusuyor. Cunku bir ders kitabi bile yok . Herseyi computer uzerinde yapiyorlar. Ogretmen ders plani hazirliyor, materyallleri kendisi kombine ediyor ve cocuklarin independent ogrenmelerini hedefliyor. Guzel bir hedef. Ama brn evde kizima akternatif kitaplar alarak calismasina destek veriyorum. Cunku artik sutten agzim yandi. Iyi bir universiteye girmesi icin simdiden calismalara baslamaya karar verdim. Yani 7. Siniftan , 11. Sinifa hazirlanmaya..😱Amerika’da ozellikle California’da da kurs cilginligi vardi. Kumon orada iyi is yapiyordu. Cocugum olmadigi icin o zaman cok sasirmistim. South Korea, Singapore’da , cocuklar 5.30 da kalkip, kursa gidiyorlar, okuldan once, eve gelio 9.-9.30 a kadar test calisiyorlar. Bunu okuduklarimdan ogrendim. Bilemiyorum. Ben dersimi aldim. Eger hedef Uni ise ha Turkiye ha Ingiltere farketmiyor, hedefe kilitlenmek icin “ daha cok erken” diye bir sey yok.

  • R dedi ki:

    Merhaba ozlem hanım size sorularım olacak cevaplarsanız sevinirim ben 4çocuk annesiyim ingiltereye yada amarikaya taşınmak istiyoruz dogru bir fikirmi karasızız hangi ulkede çocuklar daha iyi egitim alır birde benim eşim emlakçı orada yapabilirmi nasıl olur ,kotkularımız var ,amarikadamı ingilteredemi ticaret daha çok yapılır, birde istanbulla kıyaslarsak ingiltere sıkıcımı ben burda çok gezen biriyim , orada sorularıma tek tek cevap verirseniz sevinirim teşekkurler.
    Birde bizim burda işimiz iyi fena degiliz aylık kazancımız 20 000 bin genelde burada rahat geçiniyoz orada çok para kazanırmıyız yoksa sefaletmi çekeriz ,Allahım çok zor bi karar, yardım edin lutfen

  • Sema dedi ki:

    Merhaba.oncelikle çok güzel ve açıklayıcı anlattığınız bu yazılar için kaleminize sağlık.ben de size bir soru sormak istiyorum.bu yaz ingiltere ye taşınacağız.. Kızım var kasım 2013 doğumlu su an yani 6 yaşında. Oraya geldiğimizde 7 ye girecek.okuma yazma orada öğrenecek. Sizce bu yaz türkçe okuma yazmayı öğretip mi oraya getitmeliyim? Yoksa akıl karışıklığı mi olur? Bir de sizce iyi ilkokulların olduğu londra merkezde olmayan merkeze yakın semtler hangileridir? Şimdiden çok teşekkürler.

  • Erhan dedi ki:

    Sema hanım merhaba,

    Biz 2019 aralık ayında ailece taşındık İngiltereye. Oğlum Türkiye’de 1. sınıfta ortalama 3 ay eğitim görmüştü. Bu sürede Türkçe okuma işinin yarısını halletmiştik. Buraya geldiğimizde hemen okula başlayamadı (Ev bulma, yerleşme, araya giren tatiller vs). Bu esnada Türkçe okuma çalışmalarını devam ettirdik. Çünkü biz geçici süre ile buradayız. Oğlum Türkçe okuma bildiği için ingilizceye daha rahat adapte oldu. Size tavsiyem; Türkçe okumayı öğrensin ve geleceğiniz süreye kadar bir taraftanda ingilizce takviye yaptırın. Umarım Herşey gönlünüzce olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir