Osmanlı ve Türk Mutfağında Bir İstanbul Klasiği, Pandeli

Tarihi Mısır Çarşısı’nın girişinde hemen solda yer alan bir İstanbul klasiği Pandelli’ye daha girişte tüm mekanı da kaplayan mavi çinilerle sarılmış o upuzun merdiveni sizi daha ilk nefeste hayran bırakıyor.

Üstüne bir de yemeklerin lezzeti, çalışanların zarifliği ve ambiyansın büyüleyiciliği eklenince saatlerinizi burada geçirmek istiyorsunuz. Pandelli Türk mutfağının en iyi temsilcilerinden 100 yıllık bir restoran. Aslında sadece restoran demek yanlış olur zira burası adeta bir kültür mirası. Bugüne kadar Mustafa Kemal Atatürk’ten Kraliçe 2. Elizabeth’e, John Malkoviç’ten Audrey Hepburn’e, Sean Connery’den Robert De Niro’ya kadar pek çok ünlü ismi ağırlamış eşsiz bir lokasyon.

ÖNE ÇIKAN LEZZETLER

Mekanın ön plana çıkan lezzetleri ise birkaç dilim nar gibi kızarmış dönerle servis edilen patlıcan börek, Kağıtta levrek, Hünkar beğendi, Mantarlı pazı mücver, Hamsili pilav, Simit kebabı, Yaprak sarma, Cevizli kaşık salatası, Badem kurabiyesi, Manda kaymaklı vişneli tirit olarak sıralanabilir.

Pandeli 2022 yılında Michelin Guide’da BİD GOURMAND ödülüne layık görüldü.

PANDELİ’NİN TARİHİ

Niğdeli bir Rum ailenin çocuğu olan Pandeli Çobanoğlu’nun 1800’lerin sonunda hamallık ile başlayıp lokantacılığa uzanan İstanbul serüveninin neticesi Pandeli Restoran.1901 yılında açtığı ufak lokantasındaki köfte ve piyazı öyle meşhur oluyor ki lokanta 1910’larda aralarında Mustafa Kemal Atatürk’ün de bulunduğu İstanbul’un entelektüel ve siyasi cemiyetinin gözdesi haline geliyor. Savaş sebebiyle kapatılıp 1926 yılında Eminönü’nde tekrar açılan ve Türk mutfağından geniş bir seçki sunan lokanta, 1955’teki Eylül olayları esnasında ne yazık ki talan edilse de devletin de desteği ile bugün hala hizmet verdiği Mısır Çarşısı’ndaki yerinde tekrar açılıyor.

Mısır Çarşısı’nın rengarenk keşmekeşini geride bırakıp bembeyaz örtüler ile kaplı ahşap masalarda özenli bir hizmet alacağınız mekanın başarı sırrı, Pandeli ustanın yaklaşımının sürdürülmesinde saklı: Yenilikçi bir dokunuşu sakınmayarak geleneksel Türk ve İstanbul mutfağının lezzetlerini muhafaza edebilmek.