GEZENTİ ANNE NEDEN İNGİLTERE’YE TAŞINDI?
2015 yılına kadar eşim ve ben İstanbul ortalamasının üstünde maaş alan, son 10 yıldır Ataşehir’de havuzlu bir sitede yaşayan, çocuklarımızı özel okulda okutan, beyaz yakalı diye tabir edilen gurühtaki çiftlerden biriydik. Hafta içi işimizde gücümüzde, hafta sonu çocuklarımızla gezmede, arkadaşlarımızla yemekte eğlencede, yıllık izinlerimizi kah yurt dışında kah yurt içinde geçirirdik. Kısaca kendi vatanımızda hiç de fena olmayan bir hayat standardına sahiptik.
Peki neden kurulu düzenimizi bozup İngiltere’ye yerleştik?
1 – TÜRKİYE’DE, İSTANBUL GİBİ BİR METROPOLDE YAŞAMANIN ZORLUĞU
“If you don’t like where you are, then change it. You are not a tree.” Yani “Eğer bulunduğun yerden memnun değilsen değiştir. Ağaç değilsin ki! “ demiş ünlü bir düşünür.
Aslında İstanbul’da yaşamaktan pek de memnun değildik. İşe giderden ve dönerken trafikte geçirdiğimiz uzun saatler akşam eve vardığımızda bütün enerjimizin tükenmiş olmasına sebep oluyordu. Gün içinde bir şekilde iletişime geçtiğimiz,İstanbul’da yaşamaktan bunalmış çoğu insanın suratsızlığı, toleranssızlığı ve saygısızlığı da enerjimizi emen diğer faktörlerdi. Hafta sonu geldiğinde beton ormanından kaçıp kendimizi doğanın kollarına bırakalım desek dönüş trafiği üzerimizdeki pozitif modun tümünü alıp götürüyordu.
Gezenti Anne’yi INSTAGRAM’DA takip etmek için tıklayın.
2 – DAHA MEDENİ HAYATLAR YAŞAMA HAYALİ
Yurt dışına turistik gezi amacıyla gide gele, oradaki medeni yaşamları gördükçe insan ister istemez kendi yaşamının medeniyetten uzak yönlerini sorgulamaya başlıyor. Avrupa’yı gören herkesin verdiği en basit örnek olduğu gibi orada yaya geçidine adımını atmaya niyet ettiğin anda uzaktan seni gören araç yavaşlıyor, Türkiye’de ise geçmeye cesaret etme diye tersine hızını arttırıyor. İnsan iyiyi görünce özeniyor, “Ben de böyle bir yaşamı hak ediyorum, kendi ülkemde medeniyet yoksa, o zaman ben de buralarda yaşamanın yollarını arayayım.” diye düşünüyor.
3 – TÜRKİYE’DEKİ EĞİTİM SİSTEMİ SORUNU VE ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ HAKKINDA DUYDUĞUMUZ KAYGI
Çocuklu ailelerin İngiltere’ye ya da diğer medeni ülkelere göçmesine sebep olan en önemli konu Türkiye’deki eğitim sistemi sorunu.
Çocuklarım yokken ve küçüklerken okul çağına gelmiş çocuklarını özel okula yollayan aileleri eleştirirdim. “Biz özel okulda mı okuduk? Devlet okulundan mezun olduk ama hem anadolu liselerini hem ülkemizin en iyi üniversitelerini kazandık.” derdim. “Zaman bizim zamanımız değil, çocukların okul çağına gelsin bizi anlarsın” derlerdi. Çocuklarım okul çağına geldi ve anladım.
İyi olduğu bilinen, bir elin parmaklarını geçmeyecek devlet okullarından birine gönderemiyorsan, çocuğunun en azından yabancı dil öğrenebilmesi için özel okula göndermen gerekiyordu. İki çocuğun özel okul parası en az birimizin maaşı kadar tutuyordu.
Hayatta bize biçilen rol bu muydu? Çoğu zaman ayaklarımın geri geri gittiği işime çocuklarımı ticarethane kafasındaki özel okullarda okutmak için daha yıllarca katlanmak? Kendi çocukluğumda yaşadığım yarış atı düzeneğinin içerisine çocuklarımın da girmesine göz yummak? Hiç istemeden, anlamsız bulduğum bir çarkın dişlilerinden biri olmak?
Ve olduk. Orta ölçekli bir özel okula çocuklarımızı yazdırdık. (Ataşehir Amerikan Kültür Koleji) Ama kadrosunu yeni mezun öğretmenlerle doldurmuş okul bence devlet okulundan beterdi. Boğaziçi ve İTÜ mezunu ana babadan doğma iki çocuk koca bir öğrenim yılı sonunda okuma yazmayı zor öğrendi. Neymiş “Özel okula yollayacaksan en iyilerine yollayacaksın, paran ona yetmiyorsa devlet okulundan şaşmayacaksın.”
Neyse konumuzdan fazla uzaklaşmayalım, bu sırada Alstom AŞ.’de proje departmanının başında müdür olan eşim firmanın yurt dışı ayaklarında harıl harıl iş arıyordu. Sonunda şans yüzümüze güldü. Benzer bir pozisyonu İngiltere’nin Stafford şehrinde buldu. Bu sayede 15 yıldır Halkbank’ın Bilgi İşlem departmanında kendini tekrarlamaktan bunalmış olan bana gün doğdu ve direkt istifa ettim. 2015 yılının Nisan ayında eşim İngiltere’de işe başladı. Haziran ayında çocuklar ilkokul birinci sınıfı tamamladıktan sonra da tüm aile İngiltere’ye taşındık.
Merhabalar;
internette ingiltereye gitmek için araştırma yapıyorken sizin sitenize rastladım. Bilgi sahibi olduğunuz için yardımcı olabileceğinizi düşünüyorum. Aslen bulgaristan doğumluğum şuan türkiyede yaşıyorum yani çifte vatandaşım. Yakın zamanda ingiltereye gitmeyi ve orada çalışıp hayatımı devam ettirmeyi düşünüyorum. Fakat bazı kafamda bazı sorular oluşuyor. ingiltere aslında ab üyesi fakat tam olarak değil bazı şartlar ön koşuyor.Şimdi ben almanyaya gitsem bulgaristan paraportumla rahat bir şekilde çalışabiliyorum bildiğim kadarıyla fakat ingilterede bu iş böyle değil. Kısaca benim sorum; ben bulgar pasaportumla ingiltereye gidebilir miyim, çalışabilir miyim veya ne gibi haklara sahibim. Bilginiz var mıdır? Örneğin türk vatandaşı olsaydım eğer ankara antlaşması vs gibi olaylar var onlar beni kapsamıyor. bu konular hakkında özet bir bilgi verebilir misiniz. iyi günler.
Brexit gerçekleşene kadar AB vatandaşı olduğunuz için İngiltere’ye yerleşip çalışabilirsiniz.
Merhaba,
Aylık ne kadar kazançla İngiltere’de rahat bir hayat sürülebilir. Nasıl ingiltere’ye yerleştiğinizi okuduğum yazınıza güvenerek bunu soruyorum çünkü Türkiye’de iyi denilebilecek gelirimiz mevcut ancak daha düzgün bir hayat sürmek için İngiltere’de yaşamak istiyoruz. Aydınlatıcı bir yanıt vermeniz aklımdaki soru işaretlerini giderecektir.
Şimdiden teşekkür ederim.
https://gezentianne.com/ingilterede-hayat-pahali-mi-aylik-gecim-masraflari-neler/