Londra Southbank’te Sanat ve Lezzet Dolu Bir Gün

Konuk yazar Serhat Narsap’tan Londra Southbank’te yeni yerler ve yeni lezzetler keşfedeceğiniz bir harika Londra yazısı…

Londra’nın Southbank semtinde 5. seneye giriyorum. Buraya taşınmadan önce de en çok takıldığım bir yer idi Southbank. Bunun en temel nedeni o zamanlarda daha yeni açılmış olan Tate Modern Müzesi. Bir sanat aşığı ben için çok ideal bir mahal. Şimdi ufak bir 24 saat nasıl geçirelim, yeni yerler, yeni lezzetler, iste bu çok heyecanlı Southbank’i bir de yerlisinden dinlemek isterseniz lütfen okumaya devam ediniz.

Kahvaltıya The Breakfast Club’da başlayabilirsiniz. Burası London Bridge metrosundan 2 dk uzaklıkta, çok popüler bir mekan. Her şubesinin önünde uzunca bir kuyruk görmeyince şaşırıyorum. Ne zaman yanıbaşındaki Borough Market’e alışverişe gitsem her zaman uzunca bir kuyruk. Kahvaltıdan sonra, Borough Market’i (1 dk uzaklıkta) gezmemek olmaz. Dünyanın en eski pazar yeri, 500+ yıldır aynı mekanda kurulan bu pazar turistlerin gözdesi. Gastronominin en iyi örnekleri bu pazarda. Street food dan A kalite lokantalara kadar hepsini bulabilmek mümkün. Benim favorilerim, Oyster ve Empanada satıcıları. Ne yapıp edin mutlaka Monmouth’un kahvesi için midenizde yer bırakın. Bu pazara girip, homini gırtlak yiyip, kilo almadan çıkmak marifet. 🙂

londra_sanat_ve_lezzet_turu

Şimdi alınan bu kalorileri yakmak için harika bir planım var. Nehre doğru 3 km yürüyüp önce  , sonra da Winchester Sarayı’nı ziyaret. İkisi de ücretsiz. Öncelikle Katedralin içi tonlarca harika hikayeyi barındırıyor. Örneğin meşhur Harvard var ya, hani Amerika’daki şu ünlü okulun kurucusu, iste o amca burada vaftiz olmuş. Tabi ki John Harvard da bir İngiliz aslında. Sonra Winchester Sarayı demiştim. ‘Aaaa saray nerede yahu?’ diyeceksiniz.  Evet saray falan yok. Sadece kalıntısı olan bir cephesi var. Şimdiden iyi seyirler. 🙂

Bu sokaktan devam edip, 5 dk sonra Tate Modern sanat müzesine Thames Nehrinden ulaşacak, Meşhur Globe Tiyatrosunu göreceksiniz. Öyle 5 dk dediysem, hiç durmadan yürürseniz. Ancak yolda  fotoğraflık çok şey var. Müzeye gelmeniz belki de yarım saat sürer. 🙂

Tate’de ve aslında bütün müzelerde geçerli bir kural var. Bunu da herkes bilmiyor nedense. Bu ülkedeki  müzeler ücretsiz ve halka açıktır.  Permanent collection dediğimiz, kalıcı sanat eserlerinin sergilendiği paha biçilmez galeriler ücretsizdir. Geçici sergilerin olduğu galeriler için ise bilet almalısınız. İşte o ilk bilet hakkınızı Kasım 2016 ya kadar devam eden Georgia O’Keeffe için kullanmanızı şiddetle tavsiye ederim. Muhteşem bir sanatçı, muhteşem bir sergi. Tabi modern sanatı seviyorsanız. Yok anacım, ben söyle bir gezeyim deseniz bile kalıcı olan kısımda onlarca Picasso, Dali gibi pek çok eser var. Ayrıca bu müzenin ikinci bölümü 2 ay önce açıldı. 10.katta bulunan terasa çıkıp bol bol fotoğraf çekebilirsiniz.

londrada_hafta_sonu_southbank

londrada_hafta_sonu_southbank_2

Öğle vakti çoktan geldi. Şimdi güzel bir lunch almanın tam zamanı. Tate’ in hemen dibinde açılmış olan bir sürü yeni mekan var. Her birinde defalarca yemiş biri olarak, her bütçe ve her kalitedeki mekanlar arasında Capricci hiç şüphesiz her seferinde ilk tercihim. Bana kalırsa Capricci sadece bu semtin değil,  Londra nin en iyi ilk 3’üne girebilecek lokantalar arasında. Ana yemekler ortalama £15. Şarap listesi harika. Organik şaraplardan Cabernet-Merlot karisimi (Ca Lombarda) olan kırmızıyı, ya da yine kadeh olarak verilen Veneto dan naturel sarap Granselva’yı tercih edebilirsiniz.

londrada_hafta_sonu_southbank_3

Yürümeye devam. Thames rotasına geri dönüp, nehir panoramasını iyice özümsemek lazım. Turistlerin de yerlilerin de çok sevdiği bu bölüm hava almak ve koşu yapmak için çok ideal. Yeni açılan The Mondrian at Sea Containers’in roof barı oldukça iyi. Burada muhteşem manzara eşliğinde bir kokteyl ya da öğle kahvesi alabilirsiniz.

londra_sanat_ve_lezzet

Hemen yanında OXO Tower var, evet bildiğiniz tavuk suyu bulyon ismindeki kule! Burada benim sadece window shopping yaptığım yani bakıp bakıp almadan devam ettiğim ufak ufak designer mağazalar var. Oxo nun yaninda Bernie Spain Gardens ise, öğle vaktinde burada çalışanların hava yağmurlu değilse, piknik şeklinde öğle yemeklerini yedikleri muhteşem bir park.

Yürümeye devam… Ulusal tiyatroda saat ve fiyat uygun olursa bir oyun izlemek isterseniz tam yerindesiniz. Yok ben almayayım derseniz, biraz ileride yaz icin kurulmuş olan harika bir sahne, Wonderground var,  Eylül sonuna kadar devam eden Burlesque showları olduka başarılı. Yürümeye devam edip gezinizi burada bitirebilirsiniz. Ama bence bu kadar gelip, ikonik London Eye ile 20 dakikalik uçuş yapmadan dönmemelisiniz.
Serhat Narsap Hakkında
Serhat İTÜ ve CITY üniversitelerinde eğitim almış bir yüksek mühendis. Çocukluğundan beri habire yeni dil öğrenmek ve yeni yerler görmek onun en büyük hobisi. Şimdilerde dünya şarapları ile ilgili eğitimlerine devam ediyor. Hayatinin yeni tutkusu Şarap ve bu tutkuyu diğer şarap severlerle paylaşmayı çok seviyor. İngiltere, Türkiye ve Avrupa’nın belli bölgelerinde kültür, sanat, gastronomi ve şarap üzerine geziler düzenliyor.
İletişim:serhat@sonvino.com
whatsapp:+447950938939

 

Bir Günde Londra Gezisi için tıklayın…

 

https://gezentianne.com/2016/12/londrada-yeme-icme-ne-nerede-yenir/