Ahmet Buğra Tokmakoğlu, nam-ı diğer Keşfetsek ile gerçekleştirdiğimiz röportaj geçtiğimiz hafta sonu Ege Telgraf Gazetesi’nde ve www.kesfetsek.com da yayınlandı.
‘Gezenti Anne’ Özlem Demir, görmediği yerleri gezmeyi, tatmadığı lezzetleri denemeyi ve keşfettiği her şeyi paylaşmayı seven biri. Eşinin işi nedeniyle İngiltere’de yaşayan Demir, 2 çocuğu ve eşiyle her fırsatta seyahat ediyor.
Uzun yıllar bir bankanın yazılım geliştirme departmanında çalışan Özlem Demir, çocuklarının öncesinde ve sonrasındaki dönemde dünyanın farklı yerlerini keşfetmiş. Hayatın sanılandan çok daha kısa olduğunu söyleyen Demir, bu yüzden kendisine verilen süreyi en iyi şekilde değerlendirmek istiyor. Seyahat deneyimlerini GezentiAnne.com adlı web sitesinde paylaşan Özlem Demir, yeme-içme fotoğrafları ile Instagram dünyasında da oldukça aktif.
Seni çok kısa tanımak istesek?
Görmediği yerleri gezmeyi, tatmadığı lezzetleri denemeyi ve keşfettiği her şeyi paylaşmayı çok seven, bir kız bir oğlan, 8 yaşında ikizleri olan bir anneyim. 1976 Üsküdar doğumlu, Boğaziçi Üniversitesi Makina Mühendisliği mezunuyum.
Bir bankanın yazılım geliştirme departmanında geçirdiğim 15 yıllık çalışma hayatım boyunca eşimle birlikte, çocukların öncesinde ve sonrasında 46 ülke ve 162 şehir gezdik. Geçtiğimiz sene eşimin işi dolayısıyla İngiltere’ye taşındık. Hep birlikte gezmeye ve yeni yerler ve yeni lezzetler keşfetmeye devam ediyoruz.
Seyahat tutkusu hobiden daha öteye nasıl geçti?
Hayatın sandığımızdan kısa oluşu konusundaki farkındalığı yüksek olan biriyim. Bu sebeple bana verilmiş olan tek bir hayatı elimden geldiğince iyi yaşamaya çalışıyorum. Bir önceki günden farklı bir gün yaşadığımda, yeni keşifler yaptığımda, seyahat ettiğimde mutlu olduğumu biliyorum. Hepimiz mutluluğun peşinde olduğumuza göre, ben de beni mutlu eden şeyin peşinden gidiyorum.
Keşfettiklerimi paylaşmak ise diğer bir motivasyonum. Küçükken ailemle hafta sonu güzel bir yer keşfettikten sonra pazartesi okula gidip burayı arkadaşlarıma anlatmak konusunda yanıp tutuştuğum anı çok net hatırlıyorum. İlerleyen yaşlarda, bloglardan habersiz olduğum yıllarda, gittiğim gezileri Word dosyasına yazıp, fotoğraflarla birlikte arkadaşlarıma mail attığım uzunca bir dönemi de şimdi gülümseyerek hatırlıyorum.
Deneyimlerini Gezenti Anne ismiyle paylaşıyorsun, bu isim nereden çıktı?
Gezenti Anne ismini ilk olarak Instagram’daki kullanıcı ismim olarak kullanmaya başladım. O dönemde anne blog yazarlarını sosyal medyada sıkça görüyordum. Blogcu Anne, Hassas Anne, Manyak Anne, Müzisyen Anne vb. şeklinde. Annem de beni hep ‘Gezenti kızım’ diye sever, benden olsa olsa ‘Gezenti Anne’ olur diye düşündüm ve bu isimle Instagram’da paylaşım yapmaya başladım ve hemen akabinde bloğumu açtım.
Gezentianne.com bloguna girenleri neler bekliyor?
Gezentianne.com’a girenleri Gezenti Anne’nin deneyimleri bekliyor. Gezenti Anne’nin aslında 3 farklı yönü var. Gezenti Anne hem yurt içinde hem de yurt dışında sıkça geziye gidiyor ve bloğunda gezdiği tüm bu yerleri anlatıyor. Gezenti Anne’nin ikinci yönü farklı lezzetler denemeyi çok seviyor olması. Neredeyse tüm gezi yazılarında gittiği yerlerdeki yerel lezzetleri tattığı restoranlar hakkında da detay bilgiler bulunuyor. İstanbul yeme içme konusunda başlı başına bir vaha. İstanbul’da yaşadığı yeme içme deneyimleri de Gezenti Anne’nin bloğunda ayrıca yer alıyor. Üçüncüsü de Gezenti Anne’nin anne yönü. Çocuklarla hafta sonu gittiği tüm doğa gezileri ve etkinlikleri bloğunda paylaşıyor ve bu yazılar anneler tarafından oldukça ilgi görüyor.
En’leri & İlk’leri
En sevdiği yurt içi destinasyon: Bozcaada
En sevdiği yurt dışı destinasyon: Japonya
Şu an bileti olsa gideceği ilk yer: Küba
İlk yurt dışı seyahati yaptığı yer: Paris
En son seyahat ettiği yer: Korfu Adası
Instagram’da da oldukça aktifsin, Instagram dünyasından bahseder misin?
Instagram’ı başından beri hep sevdim. Benim için fotoğraflı bir günlük gibi. Geçmişteki fotoğraflarım arasında ara sıra gezinmek bile hala çok keyifli. Takipçi sayısı artıkça paylaşım yaparken daha seçici, daha dikkatli olmaya başlıyorsun ister istemez ama kendi yaşadığımı ve gördüğümü paylaşma mantığım hiç değişmedi.
Instagram son yıllarda gittikçe popülerleşti. Özellikle yeme içme konusunda ve annelik konusunda yazan blog yazarları için Instagram’daki takipçi ve beğeni sayıları blog okunurluk oranlarından bile daha değerli bir hale geldi. Instagram’da oldukça aktif olmama rağmen ben yine de blog yazılarıma daha çok değer veriyorum. Çünkü Instagram’da paylaştığım resim ve yazı en fazla 1 gün sonra akışta kaybolup gidiyor. Oysa blogda 3 yıl önce yazmış olduğum yazılar hala okunmaya devam ediyor.
Son olarak söylemek istediklerin?
Son olarak seyahat etmenin iş hayatının yoğunluğuyla ve maddi durumla ilgisi olmadığını, eğer gerçekten istenirse herkesin buna zaman yaratabileceğini, kendi bütçesine uygun bir destinasyon ve seyahat yöntemi bulabileceğini söylemek istiyorum. Seyahat severlerin Skyscanner vb. uçak bileti satış sitelerinden ve de havayollarının kendi sayfalarından uçak bileti promosyonlarını takip etmelerini, seyahat noktasını belirleyip oraya uygun bilet ya da tur bulmaya çalışmak yerine, uygun fiyatlı olanlar arasından gitmek isteyecekleri neresi olabilir gözüyle bakmalarını tavsiye ediyorum. Seyahat severlere diğer bir önerim, gezdikleri yere sadece turist gözüyle bakmamaları, yerel halka karışıp, yerel lezzetleri tadıp gerçek yaşamı hissetmeleridir. Proust’un de dediği gibi ‘Gerçek yolculuk aynı gözlerle, yüz değişik ülkeyi dolaşmak değil, aynı ülkeyi, yüz değişik gözle görebilmektir.’
