Son dönemdeki gurme modasına uyan bazı balıkçılar, isimlerinin sonuna GOURMET etiketi koydular ve hepsi birer FISH GOURMET oldular:) Gurme kişiyi kısaca lezzetleri keşfeden, damak tadına sahip kişi olarak tanımlarsak, gurme restoran için de yeni keşifler ve damak tadına uygun lezzetler sunan restoran diyebiliriz sanırım…
Öyleyse bir balık restoranına Fish Gourmet diyebilmemiz için özellikle mezelerde ve ara sıcak olarak sunulan deniz mahsullerinde lezzet ve sunum anlamında fark yaratması gerekir. Bu anlamda Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz diyor ve her ne kadar isminde gourmet kelimesi geçse de köz patlıcan, haydari, kalamar tava ve tereyağında karidesten öte geçemeyen bazı balıkçıları gurme listesinden eliyoruz, Fenerbahçe’de balık nerede yenir’e geliyoruz. Ayvalık balıkçısı konseptindeki Misina Balık’a bir cuma akşamı erken saatlerde gitmemize rağmen bahçesinde yoğunluğun başladığını görüyoruz. Ufak bir süs havuzunun etrafında dizilmiş masalarından birine oturabildiğimize seviniyoruz. Gelen müşteri kitlesi o cenapta oturan, görmüş, geçirmiş müdavim müşteriler. Ortamda gerçekten Ege’deyiz havası var…
Garsonumuz bizi meze ve ara sıcakların sergilendiği balıkçı vitrinine davet ediyor. Vitrindeki hepsi birbirinden cezbedici, hiç denemediğim lezzetleri görünce gözlerim parlıyor. Çok abartı bir çeşitlilik yok ama olanların hepsi denenesi, az ve öz… Bu gece güzel olacak besbelli:)
Öncelikle Ege Otları Salatası, balık masası başlangıçlarımızın vazgeçilmezi Sarımsaklı Deniz Börülcesi ve önceden methini duyduğumuz Fava geliyor masamıza. Deniz börülcesi yeterince diri değil ama Ege otları salatası oldukça başarılı. Gerçi bizim koyduğumuz kadar çok limon ve zeytinyağını neye koysan, gideri olur:)
Bu üçlüde açık ara fark yara tan fava oluyor. Etkileyici olsun diye yazmıyorum, ben ömrümde böyle lezzetli fava yemedim. Fava sevmez eşim bile biraz biraz ala ala tabağın dibini görüyor:)Ege sahillerindeki plaj keyfimizin vazgeçilmezi midye dolma da masamızda yerini alıyor. Çeşme’de, Saros’ta seyyar satıcıların günlük hazırlayıp sattığı 20’şer 30’ar tanesini löp löp götürdüğümüz midye dolmaların lezzetini bir kez olsun İstanbul balıkçılarından birinde bulabilir miyim diyorum. Maalesef yine olmuyor. Diğer balık restoranlarından farklı olarak Misina’daki Midye dolmanın pilavı ahtapot, karides gibi deniz mahsulleri ile zenginleştirilmiş olsa da, beklediğim midye dolma lezzetine yaklaşamıyor… Tabaktan ekmekle sıyrılan bir başka lezzet Girit Ezmesi oluyor. Bence her balıkçı iki farklı tip beyaz peynirin karışımından yapılan bu mezeyi menüsüne eklemeli. Bir meze rakıya ancak bu kadar yakışır. Misina’nın ezmesindeki yeşil biber ve kavrulmuş dolmalık fıstık detayını ben çok beğeniyorum.
Artık ara sıcaklara geçiyoruz. İlk gelecek olan kuzuların en sevdiği Kalamar Tava. Tabi yerli kalamar olursa. Ne zaman bir balıkçıda incecik dilimli yerli kalamar gelse, kapış kapış gidiyor. Ne zaman dondurulmuş, kart, uzak doğu kalamarı servis edilse tabakta yarısı kalıyor. Artık çocuklara Kalamar ister misiniz? diye sorduğumuzda onlar da Buranın ki güzel mi? diye soruyorlar. Garson abi kalamarın yerli olduğunu söylüyor ama ne yazık ki iri dilimli sert bir kalamar geliyor:( Ve evet yarısı tabakta kalıyor:) (Bkz: Büyük balıkçılardaki Uzak Doğu Kalamarı Sorunsalı)
Kalamarla gelen Dev Mantar Izgara hepimizin hoşuna gidiyor. İçerisinde lor peyniri olan kabak çiçeğinin fırınlanmış halini ilk kez görüyor ve deniyorum. Dışı çıtır, içerisinde erimiş peynir ise yumuşacık, ben bu lezzete bayılıyorum:)
Tabaklara tane ile servis edilen mekan spesiyali, İstridye Kabuğunda Eritilmiş Sebzeli Kaşar. İçerisindeki istridyeyi bulana ödül var:) İstiridye olayı Cunda konsepti ile çok örtüşmüyor ama idare edin. Balıkçılara tam not verdiğimiz ya da hayal kırıklığı yaşadığımız en önemli mesele bizim için Ahtapot Izgara meselesi:) Çünkü başarılı bir ahtapot ızgaranın üzerine başka bir ara sıcak tanımıyoruz. Misina’da cezvede eritilmiş tereyağı sosuyla servis edilen ahtapot müthiş görünüyor. Bir Beluga Ahtapot Izgarası lokumluğunda olmasa da lezzeti de gayet iyi. Biraz sert oluşundan dolayı puan kırıyoruz ve 10 üzerinde 8 veriyoruz:) Gerçi verdiğimiz puanı takan kim, biz tadabildiğimize şükredelim, Ahtapot Canavarı Doruk tek başına iki bacağı da silip süpürüyor.
Ve işte Misina’dan bir spesiyal daha. Şarap soslu istiridye. Sırf LEON’da Rokfor Soslu Midye yiyebilmek için Paris’e gitme hayalleri kuran benim kabuklu midye hasretimi bir nebze olsun giderebilen bir lezzet. İstridye’nin içindeki minicik eti hüp diye içimize çekip, kremalı şarap sosuna deli gibi ekmek bandırmaktan kendimizi alamıyoruz:)
Finale bu mevsimde ne yakışır ? Tabi ki Kalkan Tava. Hala yiyecek yerimiz olduğuna inanamayarak kalkan dilimlerini löpletiyoruz. Biz kalkanla meşgulken kuzular dondurmaları götürüyor. Dondurmanın bitmesiyle kuzuların mızırtıları artıyor ve bizim için git müziği çalmaya başlıyor. Kahvelerimizi içip Misina ile vedalaşıyoruz. Tanıştığımıza memnun oluyoruz.
MİSİNA BALIK
Dr. Faruk Ayanoğlu Cad.
Çamlık Apt. No: 34/1
Fenerbahçe Kadıköy İstanbul
Dr. Faruk Ayanoğlu Cad.
Çamlık Apt. No: 34/1
Fenerbahçe Kadıköy İstanbul
0 (216) 5500258
İstanbul’daki diğer balık restoranları deneyimlerim için tıklayın…