İstanbul’un En İyi İtalyan Restoranları, BACKYARD BISTRO

backyard-gezenti-anne
 Sadece lezzet peşinde koşan biri değilim ben. Yemek yediğim mekanların yediklerime uygun bir ruhu olmasını beklerim. Salaş bir balıkçıda tahta sandalyeler olsun isterim, masada denize göndermeler yapan ufak detaylar… Duvarda bir yerde balık ağı, bir iki deniz kabuğu olsun misal, daha balığı sipariş etmeden balık havasına gireyim…

Özel bir akşam yemeği için bakınırken ise restoranların masalarına gider gözüm hep. Beyaz örtülü masalar ararım, dekorasyonda etkileyici bir tarz. Bir mekânın adında bistro geçiyorsa eğer, Paris’te bir bistroda imişim gibi hissettirmeli bana. Sokak arasında zevkle dekore edilmiş ufak bir restoran, barında içki içip sohbet eden insanlar…

Bu hissi İstanbul’da bana ilk kez yaşatan mekan Cadde’deki Bistro33 oluyor. Daha sonra Ataşehir’de de şubesi açılsa da yeni şube ne yazık ki caddedeki ruhu yakalayamıyor.

İstanbul’daki En İyi İtalyan Restoranlarından Backyard Bistro’nun aurası içeri adımımı attığım anda beni içine alıyor. Etiler’in arka sokaklarında bir restoranda değil, Avrupa şehirlerinden birinde gerçekten de sıcacık bir bistrodayım hissine kapılıyorum. Ne zaman ki Backyard’ın yeşillikler içindeki bahçesine çıkıp muhteşem boğaz manzarasını görüyorum, o zaman İstanbul’da olduğumu hatırlıyorum.

Mekanist Gezgin&Guruları ile birlikte genç şef Beril Şanal ile sohbetimiz sırasında gözlemlediğim dinamizmi ve şevki beni de heyecanlanıyor, tadacaklarımızın sıra dışı olacağını daha başından hissediyorum.

Soğuk başlangıç olarak servis edilen coristi rezene, yer elması, ördek rilette ve pancar arasından favori lezzetim coristi rezene oluyor. Hafta içi kahvaltılarımın dahi değişilmezi peynir ceviz ve zeytin üçlüsü olduğu düşünülürse ricotto peyniri zeytin ve bademden oluşan harmanın, kızarmış ekmekle uyumuna bayılmam kaçınılmaz oluyor.

Keçi peyniri ve fındıkla tatlandırılmış yer elması başlangıçlardan ikinci favorim… Fındık, ceviz ve bademin, eşlik ettiği neredeyse her lezzeti daha da lezzetlendirdiğini düşünüyorum. Anladığım kadarıyla genç şefimiz de bu konuda benimle hem fikir, dört başlangıçtan üçünde bu detayı farkediyorum.

Stracciatella peyniri, fındık ve nane ile harmanlanmış Pancar’ın tadını tek başına buruk bulsam da diğer iki başlangıçla birleştiğinde damağımda bıraktığı lezzetten hoşnut oluyorum. Pate kıvamından haz etmediğim için ördek rilette benim kalemim değil diyor, ancak yanındaki ekmeklere tapıyorum.

Zaten başlangıçların tümünde en çok etkilendiğim detaylardan biri  ekşi mayalı hamurdan yapılan kızarmış ekmekler oluyor. Ama her şey bir yana damağımda lezzet patlamaları yaratan fırınlanmış dana ilik bir yana diyorum. Tüm masa için gelen dört yarım ilikten ikisini ben yiyorum.

İliğin lezzeti öyle muhteşem ki kemikten kaşıkla alamadığım kısımları kızarmış ekmeklerle sıyırmalara doyamıyorum:) Bir dana dili sevdalısı olarak ilik konusunda cesur girişimi üzerine dana dilini menüye koymayı düşünüp düşünmediğini Beril Şanal‘a sorduğumda daha önce denediğini ama talep görmediğini üzülerek ifade ediyor:( Menü’de olmayan sürprizlerden biri Kuzu Maltagliati oluyor. Marine edilmiş kuzu kol parçacıkları ve çam fıstığının ev yapımı makarna ile buluşması oldukça doymuş olmama rağmen karşı koyamadığım bir lezzet ortaya çıkarıyor.Tam bir görsel şölen olan fırınlanmış organik tavuğa tüm masa bayılsa da birlikte servis edildiği ekmekteki sirke detayından dolayı ne yazık ki benim damak tadıma uymuyor.

Yemek şölenimizi taçlandıran birbirinden orgazmik üç tatlı, orman meyve soslu vanilyalı panna cotta, orman meyveli crumble ve çikolatalı sıcak kekin üçüne de çatalımı daldırmaktan kendimi alamıyor, ekşi ile tatlının birbirini dengeleyen lezzeti ile mest oluyorum. 

Veda ederken Backyard Bistro ile ilgili aklımda iki plan birden oluşuyor. Birincisi güneşli bir günde bahçesinde yeşillikler içinde bir hafta sonu kahvaltısı. İkincisi de doğum günümü bir grup arkadaşımla güzel bir akşam yemeği eşliğinde kutlamak. Her ikisini de uygulamak için sabırsızlanıyorum:)

BACKYARD BISTRO
Otlukbeli Cad. Bebeköy Sok. No:4 Etiler / İSTANBUL 
 0 (212) 2871500

Anadolu yakasındaki en iyi bistro seçeneği BISTRO 33 için tıklayın…

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir