Saros Körfezi, Kömür Limanı, Seddülbahir Gezilecek Yerler


Çocuklarla hafta sonu etkinlikleri kapsamında geçen sene Saros Körfezi’nde keşfettiğimiz Kömür Limanı‘nı  yad edince, yaz bitmeden bu hafta sonu neden yine gitmiyoruz ki diyoruz. Google’dan kısa bir araştırma sonrası bu kez Eceabat‘taki butik otel Casa Villa‘yı seçiyoruz. (3 kişilik odada oda kahvaltı konaklama 150 TL)
Cumartesi sabahı uyanır uyanmaz 8 gibi yola çıkıyor, ilk molayı Ünal Peynircilik’te  veriyoruz. Susurluktaki Yörsan’ın misyonunu Tekirdağ Malkara yolu üzerinde üstlenmiş olan tesiste uzayan kaşarlı tost yiyor, sevimli parkındaki hayvancıklara biniyoruz.
Mola dahil 4 saat süren yolculuk sonrası Gelibolu’ya varıyor, Merkez’den etimizi, domates ve kavunumuzu alıp Gelibolu çıkışındaki benzinciden sağa dönüyoruz, Yaklaşık 10 km’ si asfalt, 10 km’ si toprak 20 km yol gittikten sonra insanda aşağı doğru koşma hissi uyandıran muhteşem bir manzara ile karşı karşıya kalıyoruz. İnsan üzülür ağlar, sevinir ağlar da beğenince ağlar mı? Valla ben ağlamak istiyorum:)
Kömür Limanı’ndaki insan kitlesinin büyük çoğunluğunu kumsalda çadır veya karavanda konaklayan Scubacılar ve hafta sonu için dalış dersi almaya gelmiş gençler oluşturuyor. Deniz çakıl olduğu için küçük çocuklara çok uygun olduğu söylenemez ama yüzerken denizin dibinde dalgıçları görmek onlar için de çok farklı bir tecrübe oluyor.
 
Dondurma düşkünü olmayan benim bile bayıldığım bir lezzete sahip çok sevimli bir amcanın minibüsünde sattığı Şahin Dondurma’dan yiyor, acıkınca kaya gölgesinde mangalımızı yapıyor, üzerine de denizde soğuttuğumuz kavunu hüpletiyoruz:)
Gün batana kadar bu koydan ayrılamıyor, akşam 9’a doğru Eceabat’taki otelimize ancak varıyoruz. Booking.com’dan 9.5 puan almış Casa Villa, otel odasının güzelliğinden ziyade sahibesi Birgül Hanım’ın misafirperverliği ile gönlümüzü çalıyor. Sıcak bir duş sonrası yemyeşil bahçesinde ikram ettiği sıcacık poğaça ve kekin yanında taze demlenmiş çay bizi bizden alıyor:)
Eceabat çok küçük bir yer, akşam yapılacak hiçbir şey yok gibi. Arabamızla şöyle bir turluyor, otelimizin aşağısında deniz kenarındaki Maydos Cafe Restoran’da karides canavarı Dora’ya güveç ısmarlıyoruz:) Ayağımızın dibinde dalgalar, burayı çok huzurlu buluyoruz…
Ertesi sabah’ın köründe jeneratör sesi ile korkarak uyanıyorum. Elektrikler kesilmişmiş. Hey Allahım bizi mi gördün:( Alınamamış uyku sebebiyle bozulan moraller yemyeşil bahçede ettiğimiz harika kahvaltı ile düzeliyor. Kahvaltı son zamanlarda gördüklerimin en iyisi. Çiğ börek, mücver, sıcacık poğaça ve kurabiye, acıka, ev yapımı reçeller… Tam bir lezzet şöleni… 
Biz çayımızı yudumlarken çocuklar satranç oynuyor. Ne huzurlu bir tablo derken, kavga kıyamet kopuyor…
Ben çevreye verdiğimiz geçici rahatsızlıktan ötürü özür dilerken, çocuklar babalarıyla birlikte yan bahçeden elma toplama aktivitesine katılmak üzere kavga mahallinden uzaklaşıyorlar. Bir gün kalpten gidersem bu çocukların arasını bulmaya çalışırken olacak büyük ihtimal…
Bugünkü gezilecek yerler ve görülecek yerler listemizin başında Çanakkale Boğazı’nın Ege Denizi ile kesiştiği yerdeki Seddülbahir Plajı var. 
Önce yolumuzun üzerindeki  şehit mezarlarını ve Abide’yi geziyor sonra Seddülbahir Mocamp’ın az ilerisindeki kumsala yayılıyoruz. 
Deniz bu kadar güzelken plajın bu kadar sakin olması hayret verici. Deniz tamamen kum ve oldukça sığ, çocuklar bayılıyor. Buradan ayrılmaya hiç niyetimiz yok, en yakın marketten yiyecek ve içeceklerimizi alıp tüm günü burada geçiriyoruz…
Haydi Abbas vakit tamam akşam diyordun, işte oldu akşam… Geri dönüş yoluna koyuluyoruz. İlk günün sabahında terste kaldığı  için gidemediğimiz Doyuranlar Gözleme bu kez kendiliğinden yolumuza çıkıyor. Mecburen patatesli peynirli, patlıcanlı ve kıymalı gözlemeleri götürüyoruz:) İç malzemesi az da olsa gözlemelerin hamuru incecik, lezzeti oldukça iyi.
 
Ben kuzularla köpüklü ayranları lıkır lıkır içerken şoförümüz olan babamıza çayları fondiplettiriyor, yolumuza devam ediyoruz. Şoförümüz hariç hepimiz mışıl mışıl uyuyarak akşam 10 suları evimize varıyoruz. Bir çocuklarla hafta sonu turu daha böylece sona eriyor. Bir başka turda görüşmek üzere kuzuları yıkayıp paklayıp yataklarına yatırıyoruz:)

1 Comment

  • Çanakkale Haberleri dedi ki:

    Merhaba, Çanakkale’yi tanıttığınız için teşekkürler. Tekrar gelmeyi düşünüyor musunuz? Bu sene 2018 Troya Yılı kesinlikle gelmenizi öneririm.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir